Haber

Akşener: “Bugün itibariyle kendimi çok iyi hissediyorum. 13. Cumhurbaşkanımızı seçmişiz gibi hissediyorum. Çok iyi çalışacağım”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bugün itibariyle kendimi çok iyi hissediyorum. 13. Cumhurbaşkanımızı seçmişiz gibi hissediyorum ve çok iyi çalışacağım.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Akşener özetle şunları kaydetti:

MUTLU DURUMLAR YOKTUR: (Saadet Partisi önünde yapılan açıklamada Akşener’in asık suratı ile ilgili yapılan yorumlarla ilgili sorulan soruya): Açıkçası söylüyorum Temel Bey’in paltolu resmine ve Kemal Bey’in konuşmasına baktığınızda onu inceledi, Garip bir ışık geldi. Bu benim tarafım (yüzünün diğer tarafını gösteriyor) Ama daha sonra montumu çıkardım, orada iki fotoğraf daha var, hepimiz sıralıyız, ışıkta sorun yok. Ben aslında hiçbir şey değildim, rastgele mutsuz bir durum yok. imzaladım Bu kadar olur mu?

KİMSE BENİ HİÇBİR ŞEYE ZORLAMAZ: Bu dünyada eşim dahil, oğlum hariç; Kimse sizi bir şey yapmaya zorlayamaz. Önceki gece hiç uyumadım. Pazarlık nedeniyle insanlar evime geldi. İki belediye başkanımız Mansur Bey ve Ekrem Bey. 02.15’te konutumuza geldiler. Ekrem Bey İstanbul’dan geldi. Sıfır uykum vardı. Uykusuzluktan hareketlerin ağırlaşıyor. O masada bir müzakere oldu, uzlaşı sağlandı ve anlaşma sağlandı. İki metin altında altı genel başkana imza attık. Bunda bir mutsuzluk yok. İstemediğin ve doğru bulmadığın bir karara neden imza atıyorsun? Beyler bir bakalım mont giydiğimde yüzüme gelen ışık bu. Bir de deprem oldu, gülmeye korkuyoruz. Yemek yiyecektik, Temel Bey’e ‘Kusura bakmayın bacaklarım titriyor’ dedim. Eve gidip biraz dinleneyim.’

MASAYA OTURMAYA DEVAM ETTİM : Pazar gecesinden bahsediyorum. Temelde hiçbir şey gizli değildir. Perşembe günü müzakere masasında müzakereye kapalı bir ortam oluştu. Bir fikir, bir teklif ortaya atıyorsunuz. Ancak diğer beş kişi sadece bir konuda karar vermiş ve bu konudan geri adım atmamıştır. Siz de bunun tartışılmasını istiyorsunuz. Herkes bana ‘masadan kalktı’ diyor. Ama o kadar değil, masa kalktı. Masada oturmaya devam ettim. Müzakere alanı tıkandığında… Mesela Lozan müzakerelerinde tabii ki bu hareket (elini masaya vurma) zaman zaman sertleşmeler ve çatışmalar oluyor. Lozan’daki müzakerelere baktığınız zaman herkes ortak bir nokta bulmak üzere…

BU BÖLGENİN BİRBİRİYLE ÇATIŞMASINI O MASADA DAHA İYİ BİLEN BENİM : Şimdi altı kişiyiz… Hepimiz bir değiliz… Her birimizin hayata bakış açısı, gördüğümüz sorunlara çözüm anlayışımız, duruşumuz, beğendiklerimiz ve hoşlanmadıklarımız farklı. O tablonun en büyük değeri; Türkiye’nin geniş bir siyasi ve sosyal alanını temsil ediyorlar… Zaman zaman orada arkadaşlarımla şakalaşıyordum; Ailemden dolayı bir ayağım burada bir ayağım burada insanım. Babamın ailesi merhum Atatürk’ün ve İnönü’nün dostu ve dostudur; Bundan dolayı hiçbir zaman solcu bir aile olamadık, bizi takip edenlerden özür dilerim; Bu sözü söylediğim için atlayacaklar var. Ama biz hiçbir zaman solcu bir aile olmadık. Ancak ben Atatürkçü CHP’nin kuruluş vasiyetinde payı olan bir ailenin çocuğuyum. Ama annemin dayısı Menderes’in İstanbul İl Başkanı. Bu sahanın birbiriyle olan çatışmasını o masada en iyi bilen kişi benim.

BU ÜLKEDEKİ BU CANAVAR SİSTEMDEN ÖĞRENMEK VE BİRBİRİNİ ANLAMAYA ÇALIŞMAK İÇİN MASA ETRAFINA OTURMAK ÇOK ÖNEMLİ: Bu tablonun değerini size ilk kez söylüyorum. Bu ülkedeki bu canavar sistemden kurtulmanın yollarını aramak için bir masa etrafında oturup birbirlerini anlamaya çalışmaları çok değerli. Farklılıklarımıza saygı duymayı öğrendik ve ortak noktalarımızda birleştik. Her siyasetçinin bir sabiti vardır. Sonuç olarak tabii ki birçok bahiste anlaşabilmek için birçok münakaşa, birçok müzakere ve sonrasında ortaya çıkan bir durum var.

DÜN ERDOĞAN SEÇİM TARİHİNİN 14 MAYIS OLACAĞINI BELİRTTİK, ADAYIMIZI BİLDİRDİK: Kemal Bey ile görüşmedik. O günkü toplantıda cumhurbaşkanlığı konuşmasının biraz öne alınmasına, en azından sistemi konuşabilmemize katkı sağladığımı düşünüyorum. Acil aday tartışılırsa, önce farklılıklar ortaya çıkar. Biz hep bir şeyler söyledik Sayın Erdoğan ve arkadaşları; ‘Seçim tarihini açıklayın, biz adayımızı açıklayalım…’ o kadar. Erdoğan dün seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklayacağını açıklamıştı. Adayımızı açıkladık. Zamanında sıkıntı yok.

PERŞEMBEDEN PAZARTESİYE HER ZAMAN TAŞ YAĞMURUNDA TUTULMAM BİLE ÖNEMLİ DEĞİL: (Kemal Bey’in aday olacağını bilmiyor muydunuz?) Hayır, Kemal Bey’in partisinden gelenler belliydi… Herkesin Cumhurbaşkanlığına aday gösterilme hakkı da, isteği de var. 2018 yılında ders aldım ve aday olmadığımı beyan ettim. (Pişman mısın?) Hayır, hiç olmadı. Perşembeden Pazartesiye her zaman taş yağmuruna tutulsam da buna değmez. Türkiye’de yaşayan herkesin kendine bir şeyler kazıdığı hissine kapılmasın diye çalıştım. Ersan hocayı çok seviyorum, teşekkür edeyim. Hani taşların en çok atıldığı bir dönemde kendimi şeytana taşlar gibi hissettim ya? O gün Ersan Hoca; O sözler benim için çok değerli… (Adaylık mı önerecektiniz?) Hayır, onların fikrini almak üzereyim, bunu o da biliyor. Herkesin ateş edip taşladığı bir dönemde benim için çok değerli.

O MASA İKİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YÖNETİCİSİNİ KOŞU ORTAĞI OLDU. MİLLİ İTTİFAK 13. CUMHURBAŞKANI ADAYI KILIÇDAROĞLU OLACAKTIR. BİRLİKTE ÇALIŞACAKLAR: (Masadan sonraki açıklama neden bu kadar sertti?) Evet, sertti. Zor olması gerekiyordu. Ne düşünürsen düşün, o metni kendim yazdım. Ben bir sosyal bilimciyim. 28 yıldır siyasetin içindeyim. Kulağa sert gelebilir ama anlaşılır olmasına dikkat ettim. Çok fazla netlik sınırları aşar. Oradan çıkan sonuç şu: ‘Beşimiz böyle düşünüyoruz, önerileriniz takdire şayan değil’ gibi bir tavır alınırsa, o zaman netleşirsiniz. Şahıs olarak cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda hiçbir şeye talip değilim. Şu anda Sayın Kılıçdaroğlu aday, cumhurbaşkanı adayı… Biz tabi ki başkanlar; O masayı oluşturan liderler adaya en başından destek olacak ama o masa popülaritesi çok yüksek, milletin ‘hadi’ dediği iki Büyükşehir Belediye Başkanını aday yaptı. Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı 13’üncü Başkan adayı olacak. Birlikte koşacaklar. Üçü de önde tabii ki Sayın Kılıçdaroğlu’nu seçtirmek üzere.

BURADA HERHANGİ BİR FAYDA KONUSU YOKTUR. BU DOLANDIRICILIK SİSTEMİNDEN ÇIKIP KAZANACAĞIN FORMÜLÜ BULMAMIZ GEREKİYOR DÜŞÜNÜYORUM. : (Masaya dönme şansınız var mıydı?). Hayır. Ben açık yürekli bir insanım. Masada geçen uzun bir sürecin ardından yavaş yavaş adaylık işine doğru ilerledik. Ama saha daraldığı andan itibaren şu konuşulmaya başlandı; ‘Meral Akşener birinci genel başkan yardımcısı olmak istiyor, onun adına kazanan aday diyor.’ Bu tamamen bir yalandır. Başta Kılıçdaroğlu Bey olmak üzere bir kişiye tek kelime, nokta, harf söylesem, dört arkadaş daha dahil… Bu arkadaşlar derse; ‘Hanım. Meral bu konuyu bizimle görüştü ve istedi.’ Siyaseti buradan çıkarmaya hazırım. İki… Denildi ki; ‘Sayın Kılıçdaroğlu aday olursa partisi daha az oy alır ve istemez.’ Böyle bir şey olsaydı, dünyanın en büyük aptalı olurdu. Burada ilgi yoktu. Bu ucube sistemden kurtulmamız gerektiğini ve bunun için kazanan formülü bulmamız gerektiğini düşündüm.

Hepimiz bir adım attık. İki belediye başkanını sordunuz. Ekrem Bey beni aradı ‘ben geliyorum gelebilir miyim Mansur beyi de alayım’ dedi. Elbette. Tek bir şey sordum; ‘Kemal’in beyin bilgisi var mı’ dedim. ‘Var’ dediler. Sonra bir haber çıktı, beni değil iki belediye başkanını gücendiren bir haber. İsteyip iptal ettiler, o günden bahsediyorum. Gece bir soru sordum; ‘Kemal Bey’in izniyle mi yapıyorsun bunu’ dediler. ‘Evet’ dediler. Sonra dedim ki, ne olur ne olmaz, sana bir arkadaşımı göndereyim, arabasıyla gel, hiç olmazsa görünme. Burada konu ben miyim, hayır. Ancak duyurum bana bir fayda sağlar mı yoksa partime bir artı mı katar? Bu kadar çok taşı engelleyecek mi? Ama benim amacım bu ülkeyi özgür kılmak. Geldiler.

BU KAMPANYA SIRASINDA VE SONRASINDA ELLERİNİ VE VÜCUTLARINI TAŞIN ALTINA KOYACAKLARINI İSPATLAMAMIZ GEREKİYOR VE ANLAŞMAMIZ VAR: Bu iki arkadaşın popülaritesini diğeriyle benden daha fazla kıyaslamıyorum. Bu arkadaşlarımızın mutlaka o süreçte aktif olmaları gerekiyor ama belediye başkanının görevine yardımcı olmak başka bir şey ama bu kampanyada ve sonrasında da el ve bedenlerini sorumluluk altına alacaklarını, orada anlaştık. Üçümüz kabul ettik. Konuştukça ortaya çıkan bir şeydi.

Ondan sonra saat 09.30’du, Kemal Bey beni aradı ve ‘İki arkadaşımız (belediye başkanımız) sizi ziyaret edecek bilginiz olsun’ dedi. Bu arada saat 06.00’da yattım ve ‘Nasıl güleyim’ diyorsunuz. Ben de dedim ki, ‘Dün iki belediye başkanımız bilginiz dahilinde geldi ve bir konuşma yaptık. Ben de size iletilmek üzere buraya ve oraya yazdım. ‘Bu bilgi sana mı geldi’ dedim. ‘Evet geldi, benim görüşlerimi size getirecekler’ dedi. 09:30’da eve geldiler ve tekrar el sıkıştık.

MASADAN KALMA KARARI YOKTUR, TAVSİYEMİZİN ARKASINDA DURMA KARARI VERİLDİ: Buna kimse inanamaz. Sonra partiye gittim. İlk perşembe günü bana bu insanları bu halde GİK’ten almam söylendi, oy kullandık. Masayı terk etme kararı yok, teklifimizin arkasında durma kararı vardı. 09.30’daki görüşmeden sonra geri dönüp yetki almam gerekiyordu. Karargaha gittim. Son durumu kamuoyu ile rahatlıkla paylaşalım diye iki belediye başkanımız geldi. Ondan sonra Kürşad Güçlü bey masaya katılacağımı söyledi.

KAPININ ARKASINDA TAYYİP BEYFENDİ İLE GÖRÜŞMEK İÇİN NE GEREKİYOR? BAŞLANGIÇTA O PARTİ’NİN KURUCUSUYUM, GELECEĞİNİ BEĞENMEDİĞİM İÇİN AYRILDIM: (Erdoğan’la anlaşıldığı ve 5’li çeteyle görüştüğü iddiaları sorulduğunda): Kendimi çok kirli hissettim. Meral pahalı mı dedim. 56 doğumluyum, bu devletin imkanlarıyla okudum, bu milletin oylarıyla İçişleri Bakanı oldum, ötesi yok. Bu ülkede neden Tayyip Bey’le kapı arkasından görüşmem gerekiyor? Başlarda ben o partinin kurucusuydum, yürüme şeklini beğenmediğim için ayrıldım, salak mıyım? Faydalanıcı olsam neden ayrılayım? Tayyip Erdoğan’ın ya da başka bir Allah kulunun dediğini yapmak için 1 lira ya da 5 lira adını alsam dünyanın en faziletli insanıyım. (Koray’ın beş kişilik bir çeteden bahsettiği doğru mu) Bilmiyorum, yeni duydum. Bunu ispatlayamayan şerefsizdir dedi. Bugüne kadar Tayyip Bey benimle görüşmek için hiçbir şey yapmadı. Tayyip Bey ile de gizli görüşmem olmadı. Günümüzün dijital dünyasında her şey kapalı kalabilir mi? Olursa ben söyleyeyim kimden korkayım? Yazıklar olsun Tayyip Bey’e. Açık ve net bir şekilde ikimizin kavgasını yapıyoruz. Rize’de bana ne oldu? 31 Mart’ta ne demişti; “Seni tutuklatacağım” dedi.

13. CUMHURBAŞKANIMIZI SEÇTİĞİMİZİ, ÇOK YETERLİ ÇALIŞACAĞIMIZI HİSSEDİYORUZ: Bugün itibariyle kendimi çok yetkin hissediyorum. 13. Başkanımızı seçtiğimizi ve çok iyi deneyeceğimizi düşünüyoruz. (Cumhurbaşkanlığı gibi bir öneri aldınız mı?) Hayır gelmedi. Bu dedikodu önce çıkmadı. Sayın Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Uysal şahittir. Kendimle ilgili bir teklif gelirse reddederim dediğim için böyle bir konuşmamız olmadı. Yol haritası metninde hepimiz Başkan Yardımcısı olmak zorundayız. Kendi partimizin milletvekili sayısını yüksek tutmak için her birimiz için çalışacağız. Milletvekili adayı olmayacağız. Bu ne anlama gelir? İnandığımız anlamına gelir.

“LİDERLERİN BAŞKAN YARDIMCISI, DAHA FAZLA FUAT OKTAY’DA DEĞİL, O DÖNEMDE BAŞKA BİR DANIŞMA ŞURASI ÜZERİNDE: (5 milletvekili adayı olmayacak) Evet. Mansur Yavaş Bey ve Ekrem İmamoğlu Bey’in işleri bizden biraz farklı. Sayın Kılıçdaroğlu yarın başkan yardımcısını atayacak. Ama burada iddialı olduğumuzu iddia etmenin yolu milletvekili adayı olmaktan geçmiyor. (Başkan Yardımcısı olarak Meral Akşener’i göreceğiz) Evet. İşte ben büyüğüm sen küçüğün diye söylenemez çok ayıp bir şey. Liderlerin başkan yardımcılığı Sayın Fuat Oktay gibi değil, aynı zamanda daha çok bir istişare meclisi gibidir.

PARLAMENTO ADAYI OLMADIĞIMIZA İNANIYORUM. (Seçime beş dakika kala bir olay var mı?): Kesinlikle yok. Şunu açıkça söyleyeyim. Kişisel bir kavga vermedim, bu seçimi kazanmak zorundayız dedim. yapacağız diyorum. Ben milletvekili adayı değilim, inanıyorum, tabii ki olacağız.

(Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşmesi ihtimali üzerine): Türkiye’de her siyasi parti, siyasi partilerin birbiriyle olan ilişkilerine saygı duymak zorundadır. Ekmeleddin İhsanoğlu hem MHP’nin hem de CHP’nin adayıydı, çok çalıştım, görünür oldum, Sayın Erdoğan’ınki tam hatırlamıyorum ama Selahattin Demirtaş da adaydı, kampanyasına kendi kampanyasından yardım etmiş, sanırım iade etmişlerdi. o ya da değil, ne olduğunu bilmiyorum. 2014’te Türkiye’de MHP’nin adayı olan İhsanoğlu’na kimse bir şey demedi. Bizim kırmızı çizgilerimiz normal vatandaşla aynı; İnsanlıktan doğan her insanın bir hakkı ve kanunu vardır, bizim burada bir derdimiz yok. Bu vatanın, vatanın birlik ve bütünlüğüne saygı, anayasanın ilk dört maddesine saygı ve bunun sonucunda Türkiye’de birlik ve beraberlik vurgusu. Atatürk’le yas tutmaz. HDP, HDP yöneticileri, diğer siyasi partiler ve insanlar bir düşünseler, 2014’te MHP adayı Selahattin Demirtaş’ın kampanyasına para yatırdıysa, bunu sembolik bir bedel olarak yaptıysa ve başta Sayın Bahçeli olmak üzere herkes saygı duysa. bu, o zaman İhsanoğlu en başta MHP’den milletvekili adayı olduysa burada bir terslik var demektir.

TÜRKİYE’DE SİYASİ PARTİLER YERİNE, ETNİK AİDSLER ÜZERİNDEN BİR DİL OLUŞMUŞTUR. : Nedenini söyleyeyim; Türkiye’de siyasi partiler üzerinden ayrımcılık yerine etnik aidiyetler üzerinden ayrıştırıcı bir dil ortaya çıktı. Bu dilin sahibi, samimiyetle söyleyebilirim ki, Türk milliyetçileri değildir. 31 Mart 2019’da Güneydoğu’da belediye başkan lider adaylarımız ve meclis üye adaylarımız oldu. Bir anda Yenişafak gazetesinde 29 adayımızın kimlikleri bile çıktı, PKK’lı çıktılar. çok ilginç. AKP, Muş’ta bizden üç Kürt ve seçilmiş belediye başkanımızı devretti. Hatta iddia edilen PKK’lılardan biri de Süleyman Soylu’nun genel başkan olduğu dönemde Demokrat Parti’nin belediye başkanıydı.

O masada HDP yok. Mithat Hoca’nın dediğine göre onlar da itiraf etmiş. Bu tür bir sağduyunun devam etmesi ve derinleşmesi gerekiyor ama bakanlığın böyle ticaret yapması mümkün değil. Diyalog başka bir şeydir. (CHP, HDP ile görüşebilir ama HDP’nin taleplerini masaya getiremez) Bizi ilgilendiren bir durum yok. Asla yapamaz. Geri getiremem.

KILIÇDAROĞLU’YA “MERAL MERT HAYIR” SÖZLERİ İÇİN TEŞEKKÜRLER: (Kemal Bey ayağa kalktı, Temel Bey iddialarının sorulması üzerine ‘yeter’ dedi): Hayır, kimse ayağa kalkmadı. 5 arkadaşımız 5 kişi olarak sofraya devam edebilirdi ve ben o vebayı kaldıramazdım. Onun için çok iyi oldu. (Kılıçdaroğlu’nun bugün senin hakkında söylediklerini duydun mu?) Duydum. Kemal’e göre bu güzel bir şey. Mert bulduğunu söyledi. ona teşekkür ederim. (Kampanya nasıl olacak?) Şu anda Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın Erdoğan’dan ve onunla birlikte koşacak iki belediye başkanının işi daha kolay. Seçim beyannamesini Sayın Erdoğan hazırlayacak, bizimki hazır, Başkan Kılıçdaroğlu’nunki hazır, onu anlatacak. Şu anda sadece iletişim tekniklerine dayalı bir kampanya sistemine ihtiyacımız var.

BU 4 GÜN İÇİNDE, SÖZLEŞME BÖLGESİNDEKİ TÜM KARDEŞLERİMİZLE İLGİLİ KONUŞMANIN KÜÇÜK BİR EKRAN OLMASINI TÜM İÇİMLE UYGUN OLUYORUM: (Deprem bölgelerindeki oy meselesi…) Bu 4 gün boyunca burada pay sahibi olduğum için içtenlikle özür dilerim, çünkü deprem bölgesindeki tüm kardeşlerimizle ilgili konuşma biraz muğlak kaldı. 4 günde bunlarla ilgili konuların ele alınması Türkiye’nin geleceği açısından önemliydi. Hem Millet İttifakı hem de cumhurbaşkanı adayımız ve o konuda ciddi çalışmalar yapacağız.

CUMARTESİDEN İTİBAREN BAŞLIYORUM. DEPREM BÖLGESİNDE SON DURUM NE BAKACAĞIM: Mesela Ekrem Başkanın İstanbul’da deprem konulu bir çalıştayı var. Hatay’dan, Mansur’dan Kahramanmaraş’tan sorumlu. Her gün bir ilimize gittim. 72 saat sonra ayrıldım. Kocaeli’den bilgim vardı. Üzücü şeyler oluyor. Ben eski İçişleri Bakanıyım. DYP Milletvekiliydim. Bir akrabam enkaz altındaydı. Tanıdığım için 72 saat sonra gittim, her gün gittim. Cumartesiden itibaren başlıyorum. Sırasıyla deprem bölgesindeki son duruma bakacağım.

DEPREM ESNASINDA İNANILMAZ AFET OLDU, SAYIN TARAFINDAN AFETE DÖNÜŞTÜ. ERDOĞAN VE GÜÇ: Bir zamanlar inanılmaz bir afet olan depremde, Sayın Erdoğan ve hükümetin yardımıyla felakete dönüştü. Sayın Erdoğan bunu bir kader planı olarak söyledi. Şans için plan yapmak için bir sebep yok ama şansta en değerli konu tedbir ve hazırlıktır. Kocaeli depremi ve Kasım ayındaki Bolu depreminden sonra 21 yıldır hiçbir şey yapmadıysanız, bunu bir kader planı olarak tanımlayamazsınız. Bunu bir kader planı olarak tanımlarsanız, Sayın Erdoğan bunu zırhlı araç kullanmadan, savunmada dolaşmadan yapsın. Korumasında bir sıkıntımız yok. Madem durum bu, o zaman bu tedbiri kendinize uyguluyorsunuz, vatandaşa neden olmasın?

AFAD HASAR GÖRDÜ: AFAD kavramsal olarak çok temiz bir kurum. Ama yok edildi. Hiçbir şey yüklü değil. Şimdi İçişleri’ne bağlı. Bu dağınık bir durum. Bu kurumlarda yönetici ve uzman sayısı azdır. Benim bakanlığım sırasında sivil savunmanın Türkiye genelinde 6-7 bin personeli ve 35 eğitimli insanı vardı.

ŞEHİR VE AFET BAKANLIĞINI BİZ YAPTIK. İMAR AFFI KALDIRIYORUZ: Şimdi kaldırdınız, AFAD’ı kurdunuz, bunun altına eğitim alanını koymadınız. AFAD’ın sahadaki yöneticilerine diyecek sözüm yok, çaresizler. 10 kişi ne yapabilir? Herhalde ona bağlı siviller de vardır, bunlardan 10’ar kişi 15 civarında eğitim vermiştir. Bütün kurumlar gitmiş, deprem felakete dönüşmüştür. İnşallah bundan kurtuluruz. Şehircilik ve Afet Bakanlığı idik. İmar affını kaldırıyoruz. Bunları deprem öncesi hazırladık.

KAHRAMANMARAŞ’TAN ANKARA’YA GELDİKLERİNİ SÖYLEYİN, KAHRAMANMARAŞ’A OY VERECEKLER. YURT DIŞINDAKİ VATANDAŞLARIMIZA BİR: (Seçim güvenliği): 4 gün önce an itibariyle başladı. Sonra diğer odağımız söz konusu oldu. Yarından itibaren parmak boyası demeye başlayacağız. Sarsıntı bölgesinde oylama ve oradan batıya tahliye edilenler tarafından oylama yapıldı. Şenol Sunat arkadaşımız diğer taraflarla da temas halinde. Sevgili İsmail Tatlıoğlu, Musavat Dervişoğlu ve Erhan Usta CHP’ye gitti. Çabuk bir değişiklik yapalım dediler, oybirliğiyle bir yasa tasarısı ve anayasa değişikliği ile. Bunu düzeltmek için bir teklif yaptık, CHP ve AKP’ye ilettik. Keşke oybirliğiyle geçebilseydik. Batı’ya gelenlerin ve orada kalanların oyları. Formülümüz şu: Kahramanmaraş’ta Ankara’ya geldiler diyelim, Kahramanmaraş’a oy verecekler. Tıpkı yurtdışındaki vatandaşlarımız gibi.

ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI İLE İLGİLİ “ALTI MASASINDA KONUŞMADIK”. (Erdoğan’ın adaylığı tartışmaları): Altı Masa’da bunu konuşmadık. Tek tek anlatayım, yaparsan ne olur, yapmazsan ne anlama gelir. YSK’sı var. Asıl sorun şu: Meşhur anayasayı, Türk tipi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hazırlayan değişsin, bir an önce ondan uzaklaşsın. Adam süreksiz bir nokta koyardı. Prestij açısından çok kirli bir tartışma olur. Bir anayasal meseleyi geçirecekti. Bu karmakarışık bir iş. Bu öğe dahil edilmiş olsaydı, bunu tartışıyor olmazdık. Neden koymadın? Bakın liyakat yok, ciddiyet yok, bilgi yok. Sayın Erdoğan, bu eksikliği kendisine ifşa eden vasıfsız adamlarla şu anda şahsı hakkında yapılacak her tartışmayı bir bir kesmelidir. Bence üçüncü kez aday gösteriliyor, olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunu siyasi olarak söylüyorum. Bütün bunların özü beceriksizlik, cehalet, yetersizliktir. Yazık Türkiye’ye.

PARTİMİZ SEÇİLDİĞİNDE DURMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜ. AMA ARTILAR EKSİLER O MASADA KONUŞULUR. İKNA OLDUM: (Cumhurbaşkanı seçilirse CHP Genel Başkanlığından Kemal Bey istifa eder mi): Partimiz, seçilir seçilmez istifa etmesi gerektiğini düşündü. Ancak o masada artıları ve eksileri tartışıldı. İkna oldum. Kötü niyetle söylemiyorum. Fırsatlar sunuldu. Bir süreliğine genel lider seçilecek, en azından yerel seçimlere kadar vs. Yerel seçimlere kadar partisinin başında kalması konusunda görüş birliği var.

PARLAMENTER SİSTEME UZATMADAN ÇOK ERKEN GEÇİŞ: Yerel seçimler 9 ay sonra yapılacak. Benim ve partimin öngörüsü, hızla olması gereken şeydi. Örneğin benim ve partimin görüşü şu ki, Meclis’i alırsak, inşallah çok erken, orada daha fazla gecikmeden parlamenter sisteme geçeceğiz. Bazıları tarlada 5 genişlik elde etmeyi söylüyor. Ben yazılanları söylüyorum. 3-4 yıldır böyle değil. Çok kötü şeyler yapıldı, çok çabuk temizlememiz gerekiyor. Ciddi zararlar verebilirsiniz. onun için yargı. Onun için liyakat.

Yasadışı olan her şey israftır. Seçimler olur, iktidar değişir, bütün üst düzey bürokratlar liyakat yolu da olsa siyasiydi. İstifalarını bakanlara taşımaları çok ilginç, gerçek bu. Sarayda artık bürokratik bir sistem var. Resen ayrılacaklarına, sistemden düştüklerine dair zaten bilgim var. Liyakat, şeffaflık ve ciddiyet ana konulardır. Bilgi, bilgi, bilgi, mesele bu.

SEÇİMİ KAZANMA SORUNLARINA “YÜZDE 100” CEVAPLARI : (Seçimi kazanma olasılığını nasıl görüyorsunuz?) Yüzde 100, yüzde 100 görüyorum. Bugün çok yüksek. Barometremiz şu anda perşembeden sonra özellikle cuma günü yaptığım konuşmadan sonra atılan taşların yanındaydı. Bugün itibariyle atılan taşların tarafı kendini rahat hissedenlerden geliyor. Bir tereddüdümüz varsa milletvekili adayı olurum, kazanırız, kazanamayız, parti olarak söylüyorum. Çok iyi oylar alacağımıza inanıyorum. 3 yıldır sahadayım. Dükkandan dükkana gittim. Girdiğim ilk dükkanda, o dükkandaki aynı kişinin yüz ifadeleri ile telaffuzları arasındaki farkı biliyorum. Şu anda alanı benim kadar bilen bir siyasetçi olmadığını savunuyorum.

En ciddiye aldığım şey bu. Programlarınızdan birinde söyledim. Eskiden devlet vardı, bürokrasi bilgi sahibiydi. 40 yaşındayım, üniversite profesörüyüm. İçişleri Bakanlığına gittim. Kocaeli Üniversitesi’nde öğretmenlik yaparken Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nün mesleki eğitimine katıldım. Hocam merhum Nurettin Tarakçıoğlu idi. Ulusal Güvenlik Akademisi’nde bire bir ders verirdi. Bir gün Sayın Bakan, MİT’ten, Jandarma’dan, Dışişleri’nden, Emniyet’ten bir grup gelip size haber verecek dediler. Olduğu söyleniyor, dünyanın her yerinde aktivite var. Yoksul ve sorunlu ülkelerden güçlü ülkelere göç var. Afrika, Asya, Orta Doğu. türkiye geçiş noktası Avrupa ülkeleri, Batı dünyası bu hareket sırasında Türkiye’yi hendeğe çevirmek istiyor. ‘Bunun olmasına izin verme’ dedi. 1997’de söylendi bu. Göçmenlik okuyan sevgili dostum Salih Demirtaş’tı. O kadar kitap getirdi, ben de okudum. Çukur haline geldik, bu AB’nin çıkarınadır. Suriye, Irak girdi, Afganistan çıktı, Asya’da iç savaş, iklim girdi, yoksullukla boğuşan dünya girdi. Şimdi buradan geçiş hızlandı. Avrupa buraya yapıştırmak istiyor. Burada uzlaşma mümkün değil.

BABACAN İLK 4 MADDEYİ DÜŞÜNMEDİĞİNİ SÖYLEDİ: Babacan Bey ilk 4 maddeyi kastetmiyorum dese de böyle bir niyeti var diyelim o zaman Babacan Bey tek başına iktidar olmalı. Onun için böyle bir şey yok. Babacan Bey bunu söyledi, söylemedi. Kıymetli olan biz kazandıktan sonra Babacan Bey’in bu görüşlerini eserinde hayata geçirmesi mümkün değil, çünkü burada imzası var. Ve öyle olmadığını biliyorum, dedi masada. Sayın Erdoğan bugün bir gasp üzerinden, olmayan bir hakkın gaspı üzerinden konuşulacak. Bu yurt dışında da geçerli bir tartışma. Bu eksikliği gündeme getiren arkadaşlarını sorgulaması gerektiğini söylüyorum. (Seçimlerin ertelenmesi ihtimali sorulduğunda): Hayır, kesinlikle hayır. İstanbul’da yargılandılar, yargılandılar. Devlet dediğimiz sorun ciddiyet sorunudur. Mesela bir arkadaşımız x kurumunun başkanı Sayın Kılıçdaroğlu seçildi ve halka ‘Sayın Cumhurbaşkanı hayırlı olsun’ dedi, ne olacaktı? Yeterli olacağına eminim.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort