Haber

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli: “Karadeniz’deki tahıl anlaşmasının yeniden canlandırılması gerektiğini düşünüyoruz”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Ukrayna’nın Karadeniz Tahıl Girişimi’ne alternatif olarak Romanya ve Bulgaristan karasularından geçerek yeni bir çalışma başlatıldığını belirterek, “Ukrayna’nın Karadeniz Tahıl Girişimi’ne alternatif olarak Romanya ve Bulgaristan karasularından geçerek yeni bir çalışma başlatıldığını” ifade etti. Hem ihraç edilen tahıl miktarı hem de bunun Karadeniz’in genel güvenliğine yansımaları açısından Karadeniz’in canlandırılması gerekiyor.” Bunu düşünüyoruz ve bunun için çalışıyoruz” dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli, bakanlık binasında basın mensuplarıyla bir araya gelerek soruları yanıtladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın göreve geldikten sonra yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüğünü belirten Keçeli, Bakan Fidan’ın son dönemdeki resmi ziyaretlerine değindi. Keçeli, Bakan Fidan’ın Libya ziyareti sırasında gerçekleştirilen temaslarda, Libya’nın toprak bütünlüğü ve istikrarının Türkiye için öncelikli olduğunun altının çizildiğini, Türkiye’nin Malta’da Bingazi Başkonsolosluğu’nun yakın zamanda açılacağının duyurulduğunu, Türk Konsolosluğu’nun da Malta’da görev yapacağının açıklandığını belirtti. Bingazi’deki general yakında açılacaktı. Faaliyete geçeceğini belirtti. Bakan Fidan’ın Münih Güvenlik Konferansı’na katılacağını duyuran Keçeli, Münih Güvenlik Konferansı’nın siyaset ve güvenlik konularının yoğun olarak tartışıldığı bir platform olduğunu, Fidan’ın burada 20’ye yakın ikili görüşme yapmasının beklendiğini belirtti. Bakan Fidan’ın, Münih Güvenlik Konferansı’nın ardından 2024 G20 Brezilya Zirvesi’ne katılacağını açıklayan Keçeli, bu yıl gerçekleştirilecek toplantının ana temasının “Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen inşa etmek” olduğunu söyledi.

Antalya Diplomatik Forumu’nun geçen yıl Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi nedeniyle yapılamayacağını hatırlatan Keçeli, 1-3 Mart tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek forum hakkında bilgi verdi. Bu yılki toplantıya 21 devlet ve hükümet liderinin yanı sıra 80’den fazla bakanın katılmasının beklendiğini belirten Keçeli, “Ana tema kriz döneminde diplomasiyi öne çıkarmak. Ana tema altında yapay zekadan teknolojiye kadar pek çok toplantı yapılacak. Bölgesel sorunlardan gıda krizine kadar her alanda arabuluculuk yapacağız. Bu aşamada 40 panel düzenlenecek.” Öngörülüyor. Gazze’ye özel üst düzey bir panel düzenlenecek. Katılımın önceki ADF’nin bile ötesinde olduğunu görüyoruz. İlk AFD’de 10 devlet başkanı, 43 bakan ve 2 bin katılımcı vardı. 2022’de 17 devlet başkanı, 80 bakan ve 3 bin 300 katılımcı vardı. Bugün üçüncüsü prestije sahip ADF’de 21 devlet ve hükümet başkanı, 59’u dışişleri bakanı olmak üzere 80’den fazla bakan Antalya’da olacak ve toplamda 4 bin katılımcı bekliyoruz. Bu sayıların artmasını bekliyoruz. Zamanı gelince bunların kim olduğunu göreceğiz. “Bunu sizlerle paylaşacağız” dedi.

“Türkiye Gazze’ye 34 bin ton insani yardım sağladı”

Gazze’deki insani duruma değinen Keçeli, amacın insani yardımın bir an önce Gazze’ye ulaşması, Filistinlilerin yerinden edilmesine yönelik politikalara son verilmesi ve gerilimin bölgesel çatışmaya dönüşmesinin önlenmesi olduğunu belirtti. Keçeli şu ifadelere yer verdi:

“Filistin-İsrail meselesine iki devletli çözümle kalıcı bir çözüm istiyoruz. Bu konudaki uluslararası parametreler belli. Biz bu soruna unuttuğumuz diplomasi yöntemleriyle çözüm bulmak istiyoruz. Neler var? tanık olunan olaylar kelimelerle anlatılamaz hale geldi. İsrail’in uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk açısından işlem görmesi muhtemeldir.” Bu işin sonunda olası tüm hataları yapmış olacaktır. Gazze’ye yaptığımız insani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi konusunda 34 bin ton insani yardım söz konusu. Bunlardan yaklaşık 7 bin 400 tonluk 32 ambulans deniz ve hava yoluyla Mısır’a ulaştırıldı. El-Ariş oradan sınır kapısına, oradan da Gazze’ye nakledildi. Bu yardımın büyük oranda Gazzelilere ulaştığını gördük. Mısır Hükümetine bu konudaki tutumundan dolayı teşekkür ederiz. Gazze’ye verdiğimiz yardımın bir kısmı Birleşmiş Milletler Filistin Mülteciler için Yardım ve İşler Ajansı idi.

Keçeli ayrıca, AFAD ve Türk Kızılayı koordinasyonunda, Mısır Kızılayı ile ortaklaşa Gazze’ye her hafta 127 bin ton içme suyu sevk edildiğini duyurdu.

“Saha hastanesi çalışmalarımızda sona yaklaşıyoruz”

Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Gazze’den hasta tahliyelerine ilişkin konuşan Keçeli, “Sağlık Bakanlığımız Gazzeli hasta ve refakatçilerini Mısır üzerinden Türkiye’ye getiriyor. Bu sabah itibarıyla 380 yaralı ve 344 refakatçi ülkemize geldi. Sağlık Bakanlığı bugün bir hasta tahliyesi daha planlıyor.” Biliyoruz. Bu bağlamda yakından takip ettiğimiz bir diğer konu da Gazze’de sahra hastanesinin kurulmasıdır. Birkaç hafta önce Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden oluşan küçük bir heyet Gazze’ye girdi. Kısa bir süre orada kalıp saha araştırması yaptılar. Normal, “Sahra hastanesi kurmak için de makul bir donanıma ihtiyaç var. Bu konuyla ilgili çalışmalarımızda son aşamaya gelmek üzereyiz” dedi.

“Tahliye süreçlerini takip ettiğimiz 1.097 kişi var.”

Dışişleri Bakanlığı’nın doğrudan takip ettiği bir diğer konunun da vatandaşların tahliyesi olduğunu dile getiren Keçeli, “Bugüne kadar 1.359 Türk ve KKTC vatandaşımız ile yakınlarını Gazze’den tahliye ettik. Bu kişiler ilk olarak El-Ariş Sınır Kapısı’na geliyor. Oradan karayoluyla Kahire’ye gidiyorlar.” Onlar Türkiye’ye gidiyorlar, biz de onları Kahire’den hava yoluyla ülkemize getiriyoruz. Olağan savaş koşullarındaki insanlara ulaşmak ve onların kendi imkanlarıyla hayatlarına son vermelerine yardımcı olmak hiç de kolay değil. Ama bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Şu anda tahliye süreçlerini takip ettiğimiz 1.097 kişi var. Bu listeler düzenli olarak tutulmaktadır. “Bu kişilerin önce Mısır’a, sonra da Türkiye’ye getirilmesi için yerel makamlarla koordineli çalışıyoruz. Umuyoruz ki bu kişileri Gazze’den mümkün olan en hızlı ve güvenli şekilde çıkarabiliriz.”

“Amerika’dan beklentilerimiz çok net”

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Keçeli, Amerika ile F-16 sürecine ilişkin kongrenin tamamlanması ve bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceği sorusuna ilişkin, “Kongrede onay süreci sona erdi” dedi. Pazar günü Türkiye saatiyle sabah 8’de ve o noktada çok keyifliydik.” “Belgeyi Milli Savunma Bakanlığı’na ilettik. Artık bu konudaki teknik süreci onlardan daha iyi öğrenebilirsiniz” dedi.

Türk-Amerikan ilişkilerini değerlendiren Keçeli, “Bazı yorumcular Türk-Amerikan ilişkilerinin normalleşmesinden bahsetti. Aslında normalleşme vaadi biraz fazla güçlü. Hiçbir zaman çıkarlarımızın düzeyinde ve derinliğinde bir azalma olmadı. Amerika ile diyaloğumuz, diğer taraftan İsveç’in NATO’ya üyeliği ve F- 16. dönemin tamamlanmasının iki ülke, iki müttefik ülke için birbirlerini daha iyi anlamaları konusunda yeni bir fırsat penceresi sunması gerektiğini düşünüyoruz. “Karşılıklı saygı ve çıkarlar esasına dayalıdır. Amerika’dan beklentimiz çok açık. Amerika’nın PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla ilişkisinin tamamen bitmesini istiyoruz. Ortak olan bir diğer husus da Amerika’nın FETÖ ile ilgili beklentilerimizi ciddiye alması ve bu konuda adım atmasıdır. Bu konuya ittifak ruhuyla yaklaşıyoruz” dedi.

Keçeli, Türkiye’nin Amerika’dan beklentilerinin çok net olduğunu, bu konuları Amerikalılarla konuşmaya devam edeceklerini, Amerika ile ilişkilerin daha da güçlendirilebileceğini ifade etti. Keçeli, Bakan Fidan’ın göreve gelmesinden bu yana ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile 8 kez yüz yüze görüştüğünü ve en az 10 telefon görüşmesi yaptığını da söyledi.

“Refah’taki gelişmelerden biz de çok rahatsızız”

Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in operasyonlarını durdurmak için aldığı ihtiyati tedbir kararını gerçek bulduklarını belirten Keçeli, “Şu anda İsrail’e karşı alınan onlarca karar var. Bunlar insanoğlunun kurduğu her türlü uluslararası platformda alınıyor. Ama” Bunlar maalesef sahadaki durumu değiştirmiyor. Refah’ “Refah’taki gelişmelerden biz de çok rahatsızız. Refah’ta yaşananlar, İsrail’in Gazze halkına yönelik zulmünün kategorik olarak yerinden edilme noktasına ulaştığını gösteriyor. Başta da söylediğim gibi bu, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk açısından suç teşkil etmektedir. Bunun bir an önce durdurulması gerekiyor.” dedi.

“Karadeniz’de tahıl anlaşmasının yeniden canlandırılması gerektiğini düşünüyoruz”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ertelenen Türkiye ziyaretiyle ilgili soruya yanıt veren Keçeli, resmi bir ziyaret tarihinin henüz açıklanmadığını hatırlatarak şöyle devam etti:

“Erteleme vaadi doğru değil. Putin’in ülkemize ziyareti her zaman gündemdeydi, bugün de gündemde. Cumhurbaşkanımızın takvimine ne zaman girse, nerede toplantı yapılacaksa o toplantı duyurulacaktır. O gün Cumhurbaşkanlığımız tarafından yapılan tahıl koridoru girişiminin 3 önemli sonucu oldu: Birincisi, hızla artan gıda fiyatları, ikincisi, Ukrayna’daki depolarda muhtemelen çürümeye yüz tutmuş tahılları tüketime kazandırdı, üçüncüsü, tahıl koridoru girişiminin 3 önemli sonucu oldu. Karadeniz’de belli bir istikrar ve güven ortamının oluşmasına rağmen Rusya, kendisine verilen bazı sözlerin tutulmadığı gerekçesiyle bu tahıl anlaşmasını daha da uzatmadı. Tekrar Swift sistemine dahil edildi.Bu konuyla ilgili BM ile görüşmelerimiz devam ediyor.Ukrayna, Karadeniz Tahıl Girişimi’ne alternatif olarak Romanya ve Bulgaristan karasularından geçen yeni bir çalışma başlatıyor. Bu çalışmayı destekliyoruz. Öte yandan, “Karadeniz’de tahıl girişiminin hem ihraç edilen tahıl miktarı hem de Karadeniz’in genel güvenliğine yansımaları açısından yeniden canlandırılması gerektiğini düşünüyor ve bunun için çaba harcıyoruz.” Bu.”

“Montrö Anlaşması’nı kıskançlıkla koruyoruz”

Rusya-Ukrayna sorununun çözümüne yönelik Türkiye’nin masada bir teklifi olduğunu da hatırlatan Keçeli, “Taraflar müzakereye hazır olduklarında bunu kolaylaştırmaya hazırız ama bunun temeli tarafların kendi iradesidir. Barış.” dışarıdan arabuluculuk girişiminde bulunulamaz.” Bu başarılamaz. Karadeniz’in güvenliği bizim için çok önemli. Montrö Anlaşmasını bu yüzden kıskançlıkla koruyoruz. Sayın Bakanımız Bulgaristan ve Romanya’daki açıklamalarında da bu konuya değindi. Biz Karadeniz’de, Ukrayna’da savaşın başlamasının hemen ardından Montreux Anlaşması’nı imzaladık. Bunu uygulamaya koyduk ve ilgili unsuru devreye soktuk” dedi.

“AB’nin ciddi bir siyasi irade göstermesi gerekiyor”

Keçeli, Schengen Bölgesi’nde Türk vatandaşlarına yönelik vize serbestliğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Vize serbestisi sürecini aslında yüzde 92 oranında tamamladık. Yerine getirilmemiş 6 kriter var ama diğer konularda olduğu gibi AB’nin de bir çözüm ortaya koyması gerekiyor.” Önemli bir siyasi irade var. Bu konuyla ilgileniyoruz.” “İkili ve çok taraflı platformlarda bunu her zaman gündeme getiriyoruz. Hiçbir ülkenin vizeyi şantaj aracı olarak kullanıp vatandaşlarımızın hayatını tehlikeye atmaya hakkı yoktur” dedi. – ANKARA

savsat-haber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu